EMREDİCİ ANLATIMIN
EMREDİCİ ANLATIMIN KULLANIM ALANLARI:
1. Kesinlik ve vazgeçilmezlik bildirirler. Emir ve yasaklamalar içerir: “Sigara içilmez!” “Aslan kafesine elinizi uzatmayınız.” “Seyyar satıcılar giremez.” “Çimenlere basmayın!” “Lüzumsuz ise ışığı söndür!” “Trafik kurallarına uyunuz, trafik ışıklarına ve işaretçilere dikkat ediniz.”
2.Bazen de eski ve doğruluğu kesin gibi görülen deneyimler, öğütler, söze kesinlik katmak için emredici anlatımla sunulur: “Bir başkasının da senin kadar iyi söyleyebileceğini söyleme; senin kadar iyi yazabileceğini yazma” (ANDRE GİDE)
“Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma!
Ne varsa doğrudadır; doğruluk şaşar sanma!” (TEVFİK FİKRET)
3. Bazen de diyaloğa dayanan anlatılarda sözdeki içtenliği bildirmek için kullanılır:
“-Bu akşam bize gel.
-Sen de etli, tatlı yiyecekler hazırla ama.
-Mutlaka geleceksiniz.
-Sakın şekerpareyi unutma!”
. 4. Bir şeyin nasıl yapılacağını anlatmada, tarif etmede kullanılır. Yemek tarifleri, reçeteler… bu tarzdadır. ”Buradan sağa döneceksin, yüz metre yürüyeceksin, çınar ağacını gördüğünde dur, Aradığın ev, çınarın solundadır.” “Önce 1 kg unu ortası çukur biçimde kaba dök. Yumurtayı kır, şekeri at, mayayı koy. Bunları hamura una katmadan önce unun ortasındaki çukurda elinle karıştır. Ama eldiven giymeyi de unutma. Daha sonra bunları yavaş yavaş hamura kat, iyice yoğur.”
5. Bir işin nasıl yapılacağını anlatan talimat veren yazılardır: “Zincirsiz yola çıkmayınız. Tekerleklerin havasını kontrol ediniz. Vitesi boşa alınız. Kontağı çevirdikten sonra, arabanın ısınması için birkaç saniye bekleyiniz. Silecekleri kontrol ediniz. Daha sonra yola çıkabilirsiniz.”
6. Kimi zaman, özellikle emir kipi 3. kişisiyle kurulan tümcelerde dilek, umut, yalvarma anlamlarında da kullanılır:
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı
Sen şehid oğlusun, incitme yazıktır atanı.
Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı”
(MEHMET AKİF ERSOY)
..::EMREDİCİ ANLATIMDA TÜMCE KURULUŞLARI::..
a) Emir kipiyle çekimlenmiş eylemlerle kurulann tümceler, emredici anlatımın temelini
oluşturur. Örn: “Çabuk buraya gel! Siz de aramıza katılın. Çok çalışınız. “
b) Gelecek zamanla çekimlenmiş eylemlerle kurulan tümceler de sertlik vurgusuyla söylendiğinde emir anlamı kazanır: “Bir gün, istiklâl ve cumhuriyetini müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.”( (MUSTAFA KEMAL ATATÜRK)) “Hak bildiğin bi yola yalnız gideceksin!” (TEVFİK FİKRET) “Bu iş mutlaka yapılacak.” Kimi zaman “mutlaka” zarfı kesinlikle birlikte emir anlamı da katar tümceye.
c) Şimdiki zaman kipiyle de emredici anlatımı oluşturan tümceler kurulabilir: “Emineye
çantasını hazırlatmak için emir verdi.: -Çabuk!… diyordu, yalnız kalmak istiyorum!…
d) Geniş zaman kipiyle çekimlenmiş eylemlerle kurulu tümcelerle de emredici anlatım
oluşturulabilir: “Ya bütün bütün benim olursun, ya hiç olmazsın…”(HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR)
e) Gereklilik kipiyle çekimlenmiş eylemlerle kurulan tümcelerle emredici anlatım oluşturulabilir: “Her sabah dişini fırçalamalı, tırnakların temizliğini, uzunluğunu kontrol etmelisin.” (EDMONDO DE AMİCİS) Ek-fiilin “-dır” koşacı eklenerek emir anlamını kesinleştirir:
“ Benden selâm olsun Bolu Beyine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır” (KÖROĞLU)
f) Dilek-şart kipiyle çekimli eylemlerle kurulan tümcelerle de emredici anlatım
Oluşturulabilir: “Ne duruyorsun, çalışsana! Hiç durmasana!” (ÖMER SEYFETTİN)
g) İstek kipiyle çekimli eylemlerle kurulan tümcelerle de emredici anlatım oluşturulabilir:
“Haydi arkadaşlar gidelim” (MEHMET AKİF ERSOY)
h) Mastar ekleri, ek-eylemin “-dir” koşacını aldığında anlatımı emir anlamı katar:
“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini ve Türk Cumhuriyetini muhafaza ve müdafaa etmektir.” “Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır.” (MUSTAFA KEMAL ATATÜRK)
NOT:
1.Kimi zaman emir kipiyle kurulu tümceler ünlemleşir: “ Yaşasın! Sağ ol! İleri!…
2.Kimi deyimleşmiş, kalıplaşmış anlatımlar, emir anlamı taşımaz: “Ne olursa olsun doğru konuşmalı.” “ Şimdi, sabahın erken saatinde kalk da işe git, milletin derdiyle uğraş işin yoksa. “ “Kolay gelsin.”
3.Yüklemi emir kipine dayalı iç tümceler emir anlamı taşımazlar: “Gençler, anne babaları her şeylerine karışsın, İstemezler.
Emredici Anlatımın Özellikleri
1.Dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.
2.Emir, telkin, öneri anlamı taşıyan ifadeler yer verilir.
3.Öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır.
4.Cümlelerde fiiller hakimdir.
5.Uyulması beklenen bir üslubu vardır.(Zorlama anlamı vardır)
6.Sosyal hayatın düzenlenmesinde emredici anlatım kullanılır.
7.Trafik kuralları, bazı eşyaların kullanma kılavuzları, ilaçların kullanma kılavuzları emredici anlatıma örnek verilebilir.
Örnek Metin:
ŞEYH EDEBALİ'NİN DAMADI ve OSMANLI DEVLETİNİN KURUCUSU OSMAN GAZİ'YE VASİYETİ
"Ey-Oğul!
Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..
Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize va'dedilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz.
Oğul!
Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir...
Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklı olduğunda mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözüpek) derler.
En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir. Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir. Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar.. (Bu nasihat Osmanlı'yı 600 sene yaşatmıştır.) İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!..
Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı... Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!..
Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin. Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!.. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.
Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın..."