Bir matematik öğretmeni çok zor bir soru sormuş. Hiç parmak kaldırmayan bir çocuk şimdi deli gibi parmak kaldırıyormuş. Öğretmen hiç parmak kaldırmayan çocuğa söz hakkı ermiş. Çocuk - "Öğretmenim çok tuvalatim var" demiş.
Temel akşam eve gelmiş Fadime boynuna sarılarak karşılamış onu.
"Temel"um harika bir haberim var. Bir ay geciktim. Herhalde bir bebeğimiz olacak, Doktor bu sabah test yaptı. Sonucunu alana kadar lütfen kimseye söylemeyelim!" demiş heyecanla.
Ertesi sabah Trabzon Elektrik idaresinden bir görevli son faturayı ödemedikleri için kapıyı çalmış: "Siz Fadime misiniz? Biliyor musunuz bir aylık gecikmeniz var."
"Bir aylık gecikmem olduğunu siz nereden biliyorsunuz?" demiş Fadime hayretle.
"Bu dosyalarımızda açıkça görünüyor."
"Ne? Dosyalarınızda mı?"
"Kesinlikle!"
"Beyefendi, bu gece eşimle bu konuyu görüşürüm!" demiş.
Fadime korkuyla ve akşam olanı biteni Temel"e anlatmış. Temel ertesi sabah kızgın bir boğa gibi Trabzon Elektrik idaresine dalmış:
"Neler oluyor burada? Karim bir dosyadan bahsetti. Aylık gecikmesi ile ilgili!" diye bağırmış Temel.
"Sakin olun. Ciddi birşey değil!" demiş memur. "Bu gecikme için bize borçlusunuz!"
"Size borçlu muyum? Ya ödemezsem?"
"O zaman sizinkini kesmek zorunda kalacağız!"
"Ama o zaman Fadime ne yapacak?"
"Bilmiyorum!" demiş memur. "Hanımefendi artik mumla falan idare eder...
Bir gün dursun ile temel askerde nöbet tutuyormuş.temelin sevgilisinden mektup gelmiş.temel okuma yazma bilmediği için dursunun okuması için mektubu verdi sonra komutan geldi ne yapıyorsunuz burda temel komutanım sevgilimden gelen mektubu okuyor.komutan o dursunun kulaklarındaki pamuk ne öyle tmel demişki komutanım mektubu duymasın diye
Manevra varmış.Temel elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş : -Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel? Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış. Komutan en sonunda : -Ya düşman tepeden gelirse,deyince. Temel dayanamamış ve : -Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!
Temel askerdedir fakat kimi kimsesi yoktur ve birgün Temel cumhurbaşkanından harçlık istemek için bir mektup yazar ve mektubu göndermesi için çavuşa verir çavuş da temel hiç mektup göndermezdi acaba kime yazmiş diye merak eder ve mektubu okur mektupta temel cumhurbaşkanından 20 milyon harçlık istediğini okuyunca temele acır ve cebindeki 15 milyonu zarfa koyup Temel'e verir ve Temel parayı alınca bir mektup daha yazar çavuş yine mektubu okur ve mektup da şöyle yazar SAYIN CUMHURBAŞKANIM PARA İÇİN SAĞOLUN AMA BUNDAN SONRA BANKA HESABIMA YATIRIN ÇÜNKÜ BİZİM DELİ ÇAVUŞ PARANIN 5 MİLYONUNU YEMİŞ
Temel bir gün Dursun ile iddaya girmiş. Karadenizin bi ucundan diğer ucuna gidecekmiş. Temel denizin yarısına kadar gitmiş ve geri dönmüş soranlarada çok yoruldum o yüzden geri göndüm demiş.
Gece karanlığında gezinen Temel önünde birşey olduğunu görmüş ve eğilip eline almış, mıncıklamış, yüzüne sürmüş, koklamış ve demişki.: "Ula pokmuş da iyiki üstüne basmadım"
Psikiyatristin ofisinde hasta sormuş, "Bana yardım eder misiniz Doktor.. 38 yaşındayım ve hala yatağımı ıslatıyorum!"
"Sıkılmayın!" demiş doktor.. "Gelişmemiş benlik isyanı.. Sorumlulukları kabullenememe durumundan kaynaklanıyor.. Yatağınızı ıslatmamanızı iki yolla önleyebiliriz.. Birinci yol psikanaliz.. Haftada beş terapi, saati 50 Dolar..!"
Kimya dersinde öğretmen, elindeki metal parayı gösterdi: -Şimdi bu beşyüzlüğü asite batırıyorum. Ne dersiniz eriyecek mi? Nuri parmak kaldırıp cevapladı: -Erimez, öğretmenim: -Evet erimez, neden erimez? -Eriyecek olsa asite atmazdınız da ondan...