GÖMÜLECEĞİ
YER
YER
******'ün
gömüleceği yer ve toprak:
O'nun kabri Ankara'da olacaktır. Fakat bu şehrin neresinde?
Çünkü O' nun en son kuvvetli isteği bir an önce Ankara'ya dönebilmekti.
Biri Büyük Millet Meclisi'nden İstasyon'a inen cadde üzerindeki
yuvarlak yer, diğeri Çankaya'daki yeni köşkün mermer havuzu. Bu
yerler şu nedenle konuşulmuştur:
Bir akşam ******'ün etrafında toplananlar arasında, O'nun
ölümlü oluşu üzerinde durulmuş ve özellikle kendisi 1926 suikast
girişiminden sonra söylediği cümleyi tekrar etmişti. "Benim
naçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti
ilelebet payidar kalacaktır." dedikten sonra "Milletim
beni istediği yerde yatırsın, yeter ki beni unutmasın," demişti.
Meclisin altındaki yuvarlak yeri ortaya atan kişiye ise, "iyi
ve kalabalık bir yer, fakat ben böyle bir arzumu milletime vasiyet
edemem". Ancak, gene o akşam ileri sürülen bir fikrin kendisini
çok duygulandırdığını, bugün bile hatırlıyorum.
Memleketin bütün sınır boylarından getirilecek toprak üzerinde yatmak.
Recep Peker, hararetle bu fikrin sembolik savunmasını yapmıştı.
Atatürk, böyle bir fikrin uygulanmasından ancak, ölümlü vücudu
için hoşlanacağını ve gurur duyacağını anlatırken bana bakarak:
"Bunu unutma!" demişti.
Prof. Dr. Afet İNAN
Kaynak: Ulus Gazetesi, 25.06.1950