DOĞUM TARİHİ:1894
AŞIK VEYSEL Aşıklık geleneginin unutulmaya yüz tuttuğu bir zamanda ortaya çikan ve 20.yüzyil Türk Halk siirinin önde gelen simasi olarak kendini kabul ettiren Aşik Veysel Satiroğlu, 1894 yilinda Sarkisla ilçesine bagli Sivrialan köyünde doğmuştur. Babasi Karaca Ahmet, annesi Gülüzar Hatun’dur. 7 yasina geldiginde gözünün birini, yakalandiği çiçek hastaliğından kaybetti. Diğer gözüne perde indi. Çok geçmeden iki gözünüde kaybetti. Oyalanmasi için babasi Aşık Veysel’e bir saz aldi. Çamsihli Ali ve Molla Hüseyin adli saz ustalarindan dersler aldi. Önceleri Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Aşık Kerem, Aşık Erzurumlu Emrah gibi ustalarin türkülerini söyledi. 1933 te Cumhuriyetin 10. Yılı için yazdiği destaninin yayinlanmasi ve Sivas Aşiklar Bayramindaki başarisi dikkat çekti. Ahmet Kutsi Tecer’in de yardimlariyla Veysel kirk yasindan sonra kendi eserlerini vermeye başladi. Çeşitli Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yapti. Aşık Veysel, iki kez evlendi. iki oğul, dört kız babasidir. Şiirlerinde yurt sevgisi, kardeşlik, birlik ve okuma sevgisini işledi. 21 Mart 1973 tarihinde "Sadık Yarim" dediği kara toprakla kucaklaşti. 1952 yilinda Istanbul’da büyük bir jübilesi yapilan Aşık Veysel’e 1965 yilinda Türkiye Büyük Millet Meclisi, " Ana dilimize ve Milli beraberliğimize yaptiği hizmetlerden dollayı " özel bir kanunla hizmet tertibinden aylik bağlanmiştir. Dörtlüklerden bazilariyla şöyle sesleniyor Asik Veysel “Sivas ellerinde sazim çalinir Çamli beller bölük bölük bölünür. Yardan ayrilmişsam bağrim delinir Katip arzu halim yaz yare böyle. Kadılar müftüler fetva yazarsa. İste kement iste boynum asarsa. İşte hançer işte kellem keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan”.
AŞIK VEYSEL Aşıklık geleneginin unutulmaya yüz tuttuğu bir zamanda ortaya çikan ve 20.yüzyil Türk Halk siirinin önde gelen simasi olarak kendini kabul ettiren Aşik Veysel Satiroğlu, 1894 yilinda Sarkisla ilçesine bagli Sivrialan köyünde doğmuştur. Babasi Karaca Ahmet, annesi Gülüzar Hatun’dur. 7 yasina geldiginde gözünün birini, yakalandiği çiçek hastaliğından kaybetti. Diğer gözüne perde indi. Çok geçmeden iki gözünüde kaybetti. Oyalanmasi için babasi Aşık Veysel’e bir saz aldi. Çamsihli Ali ve Molla Hüseyin adli saz ustalarindan dersler aldi. Önceleri Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Aşık Kerem, Aşık Erzurumlu Emrah gibi ustalarin türkülerini söyledi. 1933 te Cumhuriyetin 10. Yılı için yazdiği destaninin yayinlanmasi ve Sivas Aşiklar Bayramindaki başarisi dikkat çekti. Ahmet Kutsi Tecer’in de yardimlariyla Veysel kirk yasindan sonra kendi eserlerini vermeye başladi. Çeşitli Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yapti. Aşık Veysel, iki kez evlendi. iki oğul, dört kız babasidir. Şiirlerinde yurt sevgisi, kardeşlik, birlik ve okuma sevgisini işledi. 21 Mart 1973 tarihinde "Sadık Yarim" dediği kara toprakla kucaklaşti. 1952 yilinda Istanbul’da büyük bir jübilesi yapilan Aşık Veysel’e 1965 yilinda Türkiye Büyük Millet Meclisi, " Ana dilimize ve Milli beraberliğimize yaptiği hizmetlerden dollayı " özel bir kanunla hizmet tertibinden aylik bağlanmiştir. Dörtlüklerden bazilariyla şöyle sesleniyor Asik Veysel “Sivas ellerinde sazim çalinir Çamli beller bölük bölük bölünür. Yardan ayrilmişsam bağrim delinir Katip arzu halim yaz yare böyle. Kadılar müftüler fetva yazarsa. İste kement iste boynum asarsa. İşte hançer işte kellem keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan”.